30 Mart 2013 Cumartesi

bir mesaj


gerçekten varlarmış!

evet.. evet..

hayatta gerçekten de manyak insanlar varlarmış..

insan kılığına girmiş birer boşluklarmış.

ne ruhlarını, ne kafalarını ne de bedenlerini dolduramadıkları gibi

bir kalpleri de yokmuş

uzay boşluğundaki kara delikler gibilermiş, sadece onlar kadar muhteşem olaylar sonucu ortaya çıkmamışlar

kocaman bir gereksizlik bütünüymüşler

ve siz bu tarz insanlardan ne kadar uzak durursanız durun

onlarla ne kadar alakanız olmasa da

bi gün bir yerde birisi hayatınıza çivileme dalıp size bulaşabilirmiş

sizi tanımayan ve alakaları olmayan ve asla da olamayacak bu insalar birden size istediklerini söyleme ve de yapma hakkını kendilerinde görebilecek kadar kendilerini bilmezlermiş

bu durumda seçmeniz gereken iki yol var..

bu yollardan birincisi genelde daha genç ve kanı kaynayanların daha çok tercih edeceği ağzının payını verip yüz göz olmak..

diğer yol da benim gibi kendini kontrol etmeyi öğrenme yolunda olan kişilerin tercih edeceği "kendi alçaklıkları ve küçüklükleriyle karşınızdakine gülüp geçip, büyüklük bende kalsın senin seviyene inemem." deyip vızıldayıp geçip gitmelerini beklemek..

tercih size kalmış!


26 Mart 2013 Salı

hallways may be a bitch, but...

eğer bir kapı kapanıyorsa iyi bir nedeni vardır..
yeni açılacak olan kapı bütünün hayrına daha iyi olacaktır belki de.
gözlerini açık tut..

25 Mart 2013 Pazartesi

Yine olmuş!

NEDENSE BU DEPRESİF GÜNLER HEP BANA,
NEDENSE BU KALP KÜSKÜN
SENLE GEÇMİŞ ZAMANLARA,
HERŞEY SENİNLE BAŞLAR,
HERŞEY SENİNLE BİTER,
TÜM SESLER KESİLİNCE
KENDİNE DÖNECEKSİN,
HERŞEY SENİNLE BAŞLAR,
HERŞEY SENSİZ BELKİDE,
SEN NERDEN BİLECEKSİN?

SENSİZLİK KIYAMET,
SENSİZLİK DARAĞACI BANA,
BİR MUTLU OLMAK OYUNU BU MUTSUZLUKLARDA 


BAZEN GERÇEKLER ÖNÜNDE GÖREMİYORSUN DÜŞÜNCELERDE,
BAZEN KALP BÖYLE SEVİNCE,
YALAN YALNIŞ GERÇEKLERLE,
SEVMEK ÖLMEKLE BAŞLAR,
BİRDEN HERŞEY YAVAŞLAR,
TÜM HAYAT ÇEKİLİNCE,
SEN YİNE BENİ GÖRECEKSİN,
BENSİZ KALDIĞIN HER AN,
GERÇEK SANDIĞIN AŞKLAR,
HİÇ YOKTULAR GÖRECEKSİN

SENSİZLİK KIYAMET,
SENSİZLİK DARAĞACI BANA,
BİR MUTLU OLMAK OYUNU BU MUTSUZLUKLARDA

yorgunluk

insanın kendi evini kurması çok zormuş.
hayatımı ve kendimi bildim bileli yanlarında nefes aldığım insanlardan ayrılıp yep yeni bir düzene adım atmak?
ilginç bir şey! 
ve bilinmezlik..
korkutucu olduğu kadar çekici de.
bu yorgunluğu üzerimden sıyırıp atmam lazım vesselam.





15 Mart 2013 Cuma

.. sadece biraz

Sadece çocukken uyanıksındır bunu bil
Herşeyin farkındasındır her sese dönüp bakarsın
Büyümek, uyumak ve unutmak gibidir
Ve büyüklerin dediği gibi;
Uyuman gerekir büyümen için
Sağır ediyorsa sessizlik ve kör ediyorsa aydınlık
Sadece sana görünen ve kimseyi inandıramadığın bir hayalet gibi
Yanıbaşında otuyorsa yalnızlık bu gece
Hep aynı saatte kapını çalan bir düşman gibi bekliyorsa seni
Ve canına kast edecek bir kılıç gibi sallanıyorsa tepende
Unutabilmek için hepsini
Biraz uyu...

8 Mart 2013 Cuma

içimde kalmasın

Bir zamanlar karşımızda el pençe, saygıyla duran yabancılara ne ara hayranlıkla bakar, yalakalık yapar olduk?

inanın Türkler gerçekten akıllı insanlar..

Çabuk çözüm bulan, pratik, zeki, çalışkan ve iş bitirici insanlarız.

Yabancıların çok büyük bir çoğunluğu ciddi derecede APTAL!

Atatürk ne kadar doğru tarif etmiş zamanında.

Onu gerçekten anlayabilseydik, şu anda çok başka yerlerde olurduk ama ülkenin büyük çoğunluğu cahil kalınca maalesef bugünleri yaşıyoruz.



7 Mart 2013 Perşembe

ben tarafsız olamıyorum



Ne zaman bir insana acısam başına gelenleri hak ettiğini öğreniyorum hikayelerini dinleyince

Ne zaman bir insana güvensem hep yediğim kazıktır

Ne zaman savunma mekanizmamı indirsem hep darbe aldım

Yaralandım..

En sonunda 4 patili bir dost aldım..

İlk andan beri beni hiç üzmedi, kırmadı, ağlatmadı, çıkar gözetmedi

Beni değiştirmeye kalkmadı

Olduğum gibi kabullendi, sevdi

Yanımda oldu

Karın tokluğuna ve hepsinin aslında yemekten, sudan çok istediği sevgi uğruna!

Bir insana yardım etmektense bir hayvana yardım ederim daha iyi...

5 Mart 2013 Salı

kadına şiddet!*#?

Tayyip der ki:

"Adamın biri bir hanım efendiyi (eski eşini) sokak ortasında çocuğunun önünde 8 yerinden bıçaklıyor. Mahkemede adam bir kapıdan girip ötekinden serbest bırakılıyor. Ben de adalet bakanımı aradım bunun üzerine nasıl gitmemiz gerekiyorsa gidelim bu işi halledelim. Ben bile nerde bu adalet diyorum kendi kendime.."

Çünkü yasaları bizim mahallenin bakkalı ve manavı yapıyordu (!!!!!!)
Çünkü bu ülkede adaletin yerini bulması için başbakanın adalet bakını dürtmesi gerekiyor (demek ki!)
Çünkü adam eski eşini 8 yerinden bıçaklamasına rağmen öldürücü darbeler vurmadığı için salıveriliyor (bir dahakine daha dikkatli olur ve 8den fazla darbe vurur. Şimdiden google'dan öldürücü noktaları öğrenmek için insan anatomisini araştırmaya başlamıştır)


Birşey sorucam geçen ay kadına şiddet artık son bulucak caydırıcı yasalar ve eşinden şiddet gören kadın için yeni koruma programları çıkartıldı diye boy boy haber yaptıran bizim a ke pe miydi yoksa congo cumhuriyetinin başkanı mı?!!



mavi göl'e dönelim

o herkesin kendini içinde hissettiği hiçlik diyarı var ya
oraya tatile gitmek ve aklıma esene kadar da dönmemek istiyorum
o dingin gölün kenarında hafifçe savrulan yosun misali fark edilmeden usul usul yatmak istiyorum
rüzgarlarla yarışan atlara binmişçesine bu hayatla yarışmak değil,
bir kaplumbağa kadar acelesiz ve telaşsız olmak istiyorum
düşüncelerim sular kadar berrak, kafam da bir o kadar rahat olmalı ki aldığım nefesin farkına varayım
arada bir duruyorum derin bir iç çekiyorum ve yaşadığımı anca o zaman anlıyorum
nasıl robotlaştırmışlarsa bizi
kim yazdırdı adımızı bilmiyorum bu maratona isteğimiz olmadan?
sürüye uymuş, bir yol tutturmuş gidiyoruz başımız önümüzde.
solunda yerde açmış olan minnacık çiçeği fark etmiş miydin mesela sen?
ve sonra fark ediyoruz ki aslında hepimiz yolun sonundaki o uçuruma gelmişiz
ağzımızda da hep aynı satırlar,
daha çok erken.. 



2 Mart 2013 Cumartesi

Alice sucker punch Diyarında

Herkesin bir meleği vardır.
Bizi kollayan bir koruyucu.
Hangi şekle gireceğini bilemeyiz.
Bir gün yaşlı adam olabilir...
...ertesi gün küçük kız.
Ama görünümleri sizi şaşırtmasın.
Bir ejderha kadar öfkeli olabilirler.
Henüz buraya bizler için savaşmaya gelmediler...
Ancak bize her birimizin yarattığımız dünyanın güçlerine sahip olduğumuzu kalbimizin derinliklerinden fısıldar gibi hatırlatırlar.






Severek yaşadığımız hayatımıza onur katan kimdir?
Kim, bizi öldürmeleri için canavarlar gönderir?
Ve aynı zamanda asla ölmeyeceğimizi ısrarla belirtir?
Bize gerçeği ve onu nasıl bulacağımızı, yalanlara ise gülüp geçmemizi kim öğretir?
Neden yaşayacağımıza ve neyin uğruna öleceğimize karar veren kimdir?
Bizi kim zincire vurur ve özgürlüğe kavuşturacak olan anahtar kimdedir?
Bu sensin.
İhtiyacın olan tüm silahların var.
Şimdi savaş!

1 Mart 2013 Cuma

mesleğim ve ben

"şarkıcı" olamadım sesim yok!
"sunucu" olamadım okuduğum bölümde çalışmak istemedim.
"manken" olamadım ne boy var ne de 90 - 60 - 90 fizik
"oyuncu" olamadım hiç denemek için adım atmadım, iyi miyim kötü mü onu da bilemicem..
"yazar" olamadım yazabilecek kadar iyi değilim, toparlayamıyorum o kadar hikayeyi ve olay örgüsünü bir araya..
"öğretmen" olamadım akıl edemedim heralde..

yani tüm bunları olamadığım için şimdi özel sektörde sürünmekteyim. her hafta en nefret ettiğim, asla çalışmak istemem dediğim departmanda çalışıyorum.
her an stres, her an bir telaş, her an bir takip
1,5 aya evleniyorum ama evlilik stresini iş stresi sebebiyle hissedemiyorum

kadrolu ev kadını olmak istiyorum ben sanırım

bıktım çalışmaktan. üstelik de bizi mezarda emekli edecek bu hükümet yüzünden iyiden iyiye içim kararıyor.

tek istediğim geçinecek parayı kazanmak, eve rahat kafayla dönmek ve iş yerimde de huzurla çalışmak..

vaktimizin çoğunu geçirdiğimiz işimizi doğru seçmek çok önemli gerçekten.

çocuklara ortaokulda seçim yaptırmaları kadar kötü birşey olamaz. o yaşta çocuk nereden bilsin ne olmak istediğini?

sen okut o çocuğu lisede azıcık kendini bilsin sonra GERÇEK rehberlik sistemi ile meslek okullarına yönlendir. 

mesela ben çok isterdim güvenlik birimlerinden birinde çalışayım.. ama adli tabip ama dedektif.. 

Türkiye'de meslek hayatının her alanında olduğu gibi bu alanlarda da işiniz sınavlara, kağıt üzerindeki başarılarınıza kalmış..

yazık..yani ben matematikte kötüyüm diye kötü bir avukat mı olucam mesela da o okullara girmek için matematik dahil bir sürü soruyu doğru cevaplamalıyım?

benim geleceğimi şekillendirecek olan bilgiler neden Türkiye'de güneydoğu anadolu'da en çok yetiştirilen besin vs. bilmem neye dayanıyor?

ya da ege'de dağların denize dik mi paralel mi uzanıyor olmasını bilmem mi belirliyor yani benim yaşam boyu yapmak zorunda olacağım mesleğimi?

matematikte neden sayılardan fazla harfler var?!

ben fizik profesörü olmayacağım ki ya da kimyager bana element tablosunda 6 ile belirtilmiş bilmem ne zımbırtısını sordunuz?

ne kadar da saçma!!

hayatımın içine ettiniz bir yerde.. 

ben daha ne olduğumu kim olduğumu bilmeden beni bir sınava soktunuz. kazandığım liseye gittim sonra bana 4 senelik okuyamazsınız dediniz... puanlarımı düşürdünüz..

ben de kendimi bilmeye başladığım zamandan beri sizlere küfür ediyorum haberiniz ola..

ha bir de sanayi devrimini yapan her kimse inşallah Allah onun cezasını veriyordur! İyi halt yemişsin..

aaaaaagggghhh! ve kızdıran son soru




Artık hayvana ne dediyse...

Yine de bence en çok son soruya kızdı :)