tayyip Türk'ü de, Kürt'ü de, Laz'ı da severmiş.. Yaratandan ötürü yaratılanı severmiş.
Peki ya neden hayvanlar için ölüm yasası çıkartmaya çalışıyorsunuz?
Onları sizin Allah'ınız yaratmadı mı?
Onlar da yaratılan sınıfına girmiyor mu?
Gecenin derinliğinde, yazmaya yasaklanman durumunda öleceğini itiraf et. Sonra da köklerini, yani cevabı salan kalbinin derinliklerine bak ve kendine sor, yazmalı mıyım?
26 Şubat 2013 Salı
25 Şubat 2013 Pazartesi
yalan dünya
ağzımın, parmaklarımın ve beynimin ucunda kelimeler var
nasıl süslüyorum ben onları, aman nasıl ballandırıyorum.
benzetmelerin dibine vuruyorum aklımda bir yerlerde..
aman o beynimdeki sohbete bir de siz katılsanız sanki dünyadaki tüm edebiyat üstatları toplanmışlar gün yapıyorlar.
hani kısırlı, börekli, kekli.. çaylar da miss.. ooh dumanı üstünde.
ama yazmak için saat uygun değil
yazmanın da saatimi olur dersen eğer..
evet..
evet, var..
çünkü sol kulağımda Nurhayat ve Bünyemin (Zerrin ağzıyla) müthiiiş dialoglarını ardı ardına sıralarlarken ben burada konsantre olamıyorum.
nasıl süslüyorum ben onları, aman nasıl ballandırıyorum.
benzetmelerin dibine vuruyorum aklımda bir yerlerde..
aman o beynimdeki sohbete bir de siz katılsanız sanki dünyadaki tüm edebiyat üstatları toplanmışlar gün yapıyorlar.
hani kısırlı, börekli, kekli.. çaylar da miss.. ooh dumanı üstünde.
ama yazmak için saat uygun değil
yazmanın da saatimi olur dersen eğer..
evet..
evet, var..
çünkü sol kulağımda Nurhayat ve Bünyemin (Zerrin ağzıyla) müthiiiş dialoglarını ardı ardına sıralarlarken ben burada konsantre olamıyorum.
23 Şubat 2013 Cumartesi
evim..
takip ettiğim bir blog'da "ev, gecenin bir yarısı uykudan kalktığınızda ışıkları açmadan, gözünüz kapalı olarak tuvaleti bulabildiğiniz yerdir." diye yazıyordu.
cidden de öyle..
ev öyle bir yer. her bir köşesini gözün kapalı zifiri karanlıkta bulursun.
taşınmaları oldum olası sevmedim, sevemedim.
çocukluğumda çok taşındığımızdan da olabilir belki. şimdi allahtan 13 senedir kendi evimizdeyiz.
ama bu sefer de ben taşınıyorum..
kendi evimi kuruyorum.
hiç de kolay değilmiş.
bir şansım olsa da çekip gitsem şu evden.. dediğim çok olmuştu.. bir kurtulamadım da dedim. sevmiyorum burayı da dedim, evet..
ama..
gitmek istemiyorum.
insan en çok istediği anlarda bile evini, ait olduğu yeri bırakmak istemiyor.
gözüm kapalı her yeri bulduğum bu yerden ayrılmak çok değişik bir duygu..
cidden de öyle..
ev öyle bir yer. her bir köşesini gözün kapalı zifiri karanlıkta bulursun.
taşınmaları oldum olası sevmedim, sevemedim.
çocukluğumda çok taşındığımızdan da olabilir belki. şimdi allahtan 13 senedir kendi evimizdeyiz.
ama bu sefer de ben taşınıyorum..
kendi evimi kuruyorum.
hiç de kolay değilmiş.
bir şansım olsa da çekip gitsem şu evden.. dediğim çok olmuştu.. bir kurtulamadım da dedim. sevmiyorum burayı da dedim, evet..
ama..
gitmek istemiyorum.
insan en çok istediği anlarda bile evini, ait olduğu yeri bırakmak istemiyor.
gözüm kapalı her yeri bulduğum bu yerden ayrılmak çok değişik bir duygu..
22 Şubat 2013 Cuma
Günaydın alıntısı
Unuttuklarımın çoğunu yaşadıklarımdan
Yazdıklarımın çoğunu unuttuklarımdan çıkardım
En uzun hep kendime konuştum
Başkalarına hep kısa yazmak istedim
Ne kendim dinledim ne başkaları . . .
Özdemir Asaf
Yazdıklarımın çoğunu unuttuklarımdan çıkardım
En uzun hep kendime konuştum
Başkalarına hep kısa yazmak istedim
Ne kendim dinledim ne başkaları . . .
Özdemir Asaf
20 Şubat 2013 Çarşamba
gözün gördüğü
eskiden bakıp bakıp ilham bulduğum o manzaraları bıçaklıyorlar
öldürüyorlar birer birer, katlediyorlar o yerleri
şimdi ben gökyüzünü görebilmek için yukarılara, daha yukarılara bakmam gerekecek.
ben o yollarda kafamı sağa çevirip çevirip ilahi olanla beslenirken
gözüm ne mucizeler görürken
artık sadece gri..
sadece grileri görebileceğim.
öldürüyorlar birer birer, katlediyorlar o yerleri
şimdi ben gökyüzünü görebilmek için yukarılara, daha yukarılara bakmam gerekecek.
ben o yollarda kafamı sağa çevirip çevirip ilahi olanla beslenirken
gözüm ne mucizeler görürken
artık sadece gri..
sadece grileri görebileceğim.
17 Şubat 2013 Pazar
16 Şubat 2013 Cumartesi
eğer bir beyin çalabilseydim..
hastalıklı zihnimde kelimelerin efendisi olup döktürmek isterdim..
yazdıklarımla tokat gibi çarpmak ve iz bırakmak..
hayatta belki de tek kıskandığım şey bu olabilir.
ilahi yerlerden kopup gelen kelimelerin oluşturduğu cümleleri toparlayıp ortaya mükemmel bir eser çıkartmak.
belki kendimce çoğu şeyin yarım kaldığını hissettiğimdendir birşeyleri tamamlamak istemem.
konuşmaktan fayda göremediğimden, yazıp yazıp kurtulmak istemem.
bir kürek mahkumu gibi kendi içimde yazmaya mahkum ettim kendimi. sonu olmayan cümleler kuruyorum. bitiremiyorum..
daha da kötüsü tıkanıp kalıyorum, nefes alamıyorum. birşeyler çıkacak ama bir türlü bitip tükenmek bitmeyen bir doğum sancısı çekiyor gibiyim.
karanlık köşelerde cinayetler işlemek, bazı insanlara zarar vermek ve yine kendimi yakalamak ve yargılamak..
çok uzun ve derin yaşıyorum ben içimde herşeyi..
sevgiyi, nefreti, kızgınlığı, cinnet anını, barışmayı, özlemeyi ve unutmayı..
"Çıplak gerçekler kimi tatmin edebilir ki? Bir derviş ya da manyakoğlumanyağın teki değilseniz olayları küçültmeden ya da büyütmeden, oldukları gibi kabul ederek yaşayamazsınız. "***
yazdıklarımla tokat gibi çarpmak ve iz bırakmak..
hayatta belki de tek kıskandığım şey bu olabilir.
ilahi yerlerden kopup gelen kelimelerin oluşturduğu cümleleri toparlayıp ortaya mükemmel bir eser çıkartmak.
belki kendimce çoğu şeyin yarım kaldığını hissettiğimdendir birşeyleri tamamlamak istemem.
konuşmaktan fayda göremediğimden, yazıp yazıp kurtulmak istemem.
bir kürek mahkumu gibi kendi içimde yazmaya mahkum ettim kendimi. sonu olmayan cümleler kuruyorum. bitiremiyorum..
daha da kötüsü tıkanıp kalıyorum, nefes alamıyorum. birşeyler çıkacak ama bir türlü bitip tükenmek bitmeyen bir doğum sancısı çekiyor gibiyim.
karanlık köşelerde cinayetler işlemek, bazı insanlara zarar vermek ve yine kendimi yakalamak ve yargılamak..
çok uzun ve derin yaşıyorum ben içimde herşeyi..
sevgiyi, nefreti, kızgınlığı, cinnet anını, barışmayı, özlemeyi ve unutmayı..
"Çıplak gerçekler kimi tatmin edebilir ki? Bir derviş ya da manyakoğlumanyağın teki değilseniz olayları küçültmeden ya da büyütmeden, oldukları gibi kabul ederek yaşayamazsınız. "***
** Emrah Serbes
10 Şubat 2013 Pazar
güvercinler ve sözcükler
Başlarken.....
"Gecenin derinliğinde, yazmaya yasaklanman durumunda öleceğini itiraf et. Sonra da köklerini, yani cevabı salan kalbinin derinliklerine bak ve kendine sor, yazmalı mıyım?"***
uzun süre yazmayım dedim
içimdeki canavar beni rahat bırakmıyor
içimden güvercinler uçuyorlar gökyüzüne, her biri kendinden ağır sözcükler taşıyorlar kanatlarında
sonra bir gök gürültüsü olup patlıyorlar
içim titriyor
hayran kalıyorum gökyüzündeki kendi yansımama
bir yandan da korkuyorum mahvetmekten kendimi
ve öleceğimi itiraf ediyorum
sonra kendime soruyorum
yazmalı mıyım?
"Gecenin derinliğinde, yazmaya yasaklanman durumunda öleceğini itiraf et. Sonra da köklerini, yani cevabı salan kalbinin derinliklerine bak ve kendine sor, yazmalı mıyım?"***
uzun süre yazmayım dedim
içimdeki canavar beni rahat bırakmıyor
içimden güvercinler uçuyorlar gökyüzüne, her biri kendinden ağır sözcükler taşıyorlar kanatlarında
sonra bir gök gürültüsü olup patlıyorlar
içim titriyor
hayran kalıyorum gökyüzündeki kendi yansımama
bir yandan da korkuyorum mahvetmekten kendimi
ve öleceğimi itiraf ediyorum
sonra kendime soruyorum
yazmalı mıyım?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)